Sayfalar

8 Ekim 2010 Cuma

Apaçi Olmak ya da Apaçi Olmamak

Apaçi olmak ya da apaçi olmamak; işte bütün mesele bu. Aslına bakarsanız bu asıl mesele değil. Apaçiler; onlar her yerdeler. Bakkalın köşesinde, okul çıkışlarında, otobüslerde en arka beşlide, meydanlarda, disko önleri ve içlerinde, kafelerde, en fakir mahalleden en cafcaflı caddeye kadar her yerdeler. Onları bir bakışta tanıyabilirsiniz. Değişik şekilde abartılı olarak şekil verilmiş saçlar. Bağrı açık, atletsiz giyilen taklit marka tişörtler ve yırtık beyaz renkte kot pantolonlar. Varoş diye adlandırdığımız  bu insanların özlem duydukları  hayatı nedir?

Nasıl yaşıyor bu apaçi diye adlandırdığımız insanlar? Nasıl yaşıyorlar derken apaçilik nedir ya da ne değildir diye sormuyorum. Bu insanların aile ile ilişkileri nedir, okul yaşantıları, eğitim seviyeleri, gelecekten beklentileri, hayalleri nedir? Bunu öğrenebilmek için ancak onlara bizzat gidip sormak gerekir. Çünkü şu ana kadar konuşanlar hep etiketleyenler oldu. İsterdim ki elime bir mikrofon alayım ve sokak sokak gezip bu insanlara sorular sorup videoya çekeyim. Acaba onlar ne düşünüyorlar bu konuda, bu konudan ne kadar rahatsızlar. Açıkçası söylemek gerekirse Apaçi bir küfür halini aldı. Evet bir küfür gibi. Birbirine Apaçi diye hitap edip tartışan çocukları gördüm. Apaçi bir küçümseme ifadesi. Apaçiler elbette sütten çıkmış ak kaşık değiller. Ama biz onlara ne kadar doğru şekilde yaklaşıyoruz. Daha doğrusu bu konuya olan hassasiyetimiz nedir?

Apaçiler bizlere nasıl davranıyorlar?


Pek de iyi davranmıyorlar sanırım. Sözle taciz etme, gözle taciz etme onların kitabında var elbet. Kadın ya da erkek olmanız bir şey ifade etmiyor. Eğer bir kadınsanız size dişiliğinizden dolayı sözle ya da bakışlarıyla tacizde bulunurlar. Eğer bir erkekseniz kendilerini belki daha iyi hissetmek için ya da yeterince tatmin olmayan egolarını tatmin etmek için erkekliklerini gösterecek şekilde tacizde bulunurlar. Kadınların neyden ya da nasıl şeylerden hoşlandıkları onları ilgilendirmez. Sizin ondan hoşlanıp hoşlanmamanız onları gerçekten ilgilendirmez. Onların aslında tek aradıkları o an için sadece eğlencedir. Ama eğer yanlış bir sinyal verirseniz bunu kesinlikle değerlendirirler. Erkeklere de yolda omuz atma, bir adam yanlarından geçerken yüksek sesle kendi aralarında şakalaşma, eğer bir durakta oturuyorsanız hiç işleri olmamalarına rağmen anında oraya doluşma onların yaptıkları şeylerden bir kaçı sadece. Gördüğüm kadarıyla ki bunların hepsi benim kişisel fikrim, hiç de bağışlanacak davranışlarda bulunmuyorlar. Bu insanlar ellerinden geldiğince sert görünmeye çalışıyorlar, ellerinden geldiğince ben de iyiyim; ben de varım demeye çalışıyorlar. Dış dünyaya böyle davranırken (kendi yaşadıkları çevrenin dışına, ya da tanımadığı insanlara ) kendi çevrelerinde daha farklı davranıyorlar. Kendi çevrelerine ve tanıdığı insanlara katı kuralları olan bu insanlar ki bu insanlar bu kuralları kendileri koyuyorlar. ( Mahalleden bir kıza yan bakılmaz, büyüklere saygısızlık edilmez. O mahallenin abisidir bir şey denilmez. ) Ama anlaşılan o ki kendi kurallarından bunalan bu insanlar dışarıda bu bastırdıkları insanı yaşıyorlar. Buraya kadar doğru tespitlerde bulunduğuma eminim. Ama sonuçta bunların hepsi benim kişisel görüşlerim ve bu yüzden hiç bir bilimsellik ve genel geçerlilik de içermiyorlar.

Apaçilerin giyinişleri, dansları, sevdikleri şeyler nedir?

Şunu tekrar etmem de fayda var ki o insanları Apaçi diye isimlendirmek kulağa hiç de hoş gelmiyor. Ama bu isim dışında onları "onlar" yapan bazı şeyler var. Giyimleri. Aslına bakarsanız ben hiç marka giyenen bir insan değilim. Bu yüzden bir ürünün taklit olup olmadığını bilmem. Genellikle giyindiğim şey ya gömlek, kazak, tişört, pantolon ve eşofmandır. Kundura tarzı ayakkabıları da sevmem, tercihim spor ayakkabılardır. Anlayacağınız ne param var marka için ne de merakım. Tek derdim rahat olsun, üstüme uysundur. Ama bu insanlar bu lükse özeniyorlar ve özendiriliyorlar. Ekonomik durumları olmayan bu insanlar elindeki imkanlar aracılığıyla bu açığı kapatmaya çalışıyorlar. Bunun arkasında hor görülmek mi var bilmiyorum. Ya da bunun arkasında çevreye uyum sağlama mı var onu da bilemiyorum. Emin olduğum tek şey var ki o da onların kabaca çakma göründükleri. Yani taklit yaşamaları. Taklit ediyorlar ve bunu yapabilmek için kendileriyle savaşıyorlar. Özendikleri şeyle kendi kişiliklerini sentezleyip yaşamaya çalışıyorlar. Jöleli saçlar, garip tişörtler ve pantolonlar, pantolonlarında asılı duran abartılı zincirleri ve diğer takıları. Onların dış görünüşünü oluşturdukları kıyafetleri bunlar.

Bizler onlara nasıl davranıyoruz?


Aslına bakarsanız öncelikli sormamız gereken soru biz onlara bu oluşumdan önce nasıl davrandık, onları bu hale nasıl soktuk? Öncesinde kıro diye adlandırdık belki onları. Ama şimdi onlar Apaçi olarak karşımıza çıktılar. Onlara bakımlı olmayı öğrettik. Saçları jölelemek, takılar takmak. Eğer bundan bir kaç sene önce bir erkek yolda küpeyle yürüseydi eminim tekme tokat döverlerdi. Ama şimdi onlar küpe takıyorlar. Eğer uzun saçlı bir erkek yolda yürüseydi "karı mısın lan sen, i.ne!" diye hakaret edip tartaklarlardı. Ama şimdi onlar saçlarını enterasan şekillere sokuyorlar. Yani ortada bir tezatlık var. Bunun sebebi acaba hazmedememek mi? Yoksa eğitimde eksiklik mi? Ailelerin suçu mu? Sosyal statü mü? Kendilerini görmek istedikleri yer arayışı mı? Kişilik bunalımı mı? Aslında saydıklarımın hepsinin etkisi var. Onlara daha iyi giyinimli insanların daha iyi olduğu izlenimini verdik belki de. Ama onlar kendi standartlarının dışına çıkmaya çalışıyorlar. Bu standardın dışına çıkmak için ellerinde olmayan imkanları kullanmaya çalışıyorlar. Bunu da alternatif bularak yapıyorlar. Daha ucuz giysiler ve takılar gibi. Görgüsüzlükleri onların boşverilmiş olduklarından kaynaklanıyor. Öğretmenleri, aileleri onları belki de yeteri kadar önemsemediler. Belki de örnek alacakları bir model bulamadılar. Kendilerine edindikleri model zaten ortada. Öğretmenleri onlara ulaşmak için yeteri kadar çabalamadılar mı? Aileleri "senden bi şey olmaz, seni şunun yanına vericem, okul bitince burda çalışacaksın şunu yapacaksın, okuyunca ne olacaksın" mı dediler? Devletin de bunda suçu var mıdır acaba. Genel olarak gençlere yeterli imkanları vermedikleri için.

Öyle ya da böyle biz onları Apaçi diye sınıflarken aynı zamanda onları aramızdan daha da itiyoruz. Bunun bir çıkış yolu var mı gerçekten emin değilim. Ben ne bir eğitimciyim ne de bir bilim adamı. Ben sadece bir düşünceyim ve bir ses haline büründüm o kadar. İnternette Apaçi hakkında bir sürü yazı ve görsel bulabilirsiniz. Direkt Apaçilere gösterilen tepkileri görmek istiyorsanız itü sözlüğe ve ekşi sözlüğe bakabilirsiniz.  Bunlar size bu konu hakkında fikirler verebilir. Ama yorumu tamamen size ait olacaktır. Bunun bir oluşum süreci olduğunu ve geçici olacağını biliyorum.  Umarım sonu hüsranla bitmez. Bu yazı da zaten alaycı bir içerğie sahip değildi ve gayet açık bir şekilde her düşüncemi yazdım. Umarım başkaları da bu konu hakkında benim gibi alternatif düşünüyordur. Kendi insanımızdan korkmayalım, ondan nefret etmeyelim.

2 yorum:

  1. Gözlemleriniz çok yerinde. Siz anlattıkça benim gözümü önüne geldiler tek tek. Bu arada daha yeni yazmaya başlamışsınız ama RSS takibine aldım sizi, beğendim üslubunuzu.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim söyledikleriniz için. Ben de sizi kısa bir süredir izliyorum siz de çok başarılısınız :)

    YanıtlaSil

Sen de bir şeyler söyle !!

Popüler Yayınlar